Arzu Polat Evlendi |
![]() |
Rıza Polatîn Vefatı |
Rıza Polat Berlin de Allah'ın rahmetine kavuşmuştur. Mekanı cennet ruhu şad olsun. |
Şükran Seferoğlu'nun Vefatı |
Şükran Seferoğlu, İzmir'de vefat etmiştir. Mekanı cennet ruhu şad olsun. |
ÇobDer Kuruluşu, Hazırlık Toplantıları |
ÇOBANDAĞI KÖYÜ İSTANBUL BİRİMİNİN TOPLANTI TUTANAĞI Hep ‘oradadır, hep uzağınızda, Var olduğunu bilmenin huzurunu hissedersiniz. Bazı insanlar vardır yaşamınızda, Hep ‘buradadır, hep yakınınızda, Ama varlığını da, yokluğunu da fark etmezsiniz. Bir süre önce, hep uzağımda olan ama var olduğunu bilmenin huzurunu daima hissettiğim canım arkadaşım Tekin Kocadağ’dan bir telefon geldi. Hal hatırdan sonra, Berlin gurubu ile birlikte köy için düşündükleri projeleri ve uygulamaya hazır olan proje ile ilgili bilgi verdiler. Ayrıca benden de düşünce bazında ve maddi olarak katkı beklediğini ifade ettiler. Ayrılırken Berlin’deki çalışmaların aynısı olmasa da bir benzerini İstanbul da yapmamızın fayda getireceğini ısrarla altını çizdiler… Ali Barış bana uğramıştı. Kendisine Berlin’deki çalışmaları anlattım. Onunda çalışmalardan haberi vardı. Akın ve Güzeli de çağırdık. Olayı derinlemesine tartıştık. “İstanbul da çalışmaları organize edecek bir heyet oluşturalım” dedik. Dördümüz de bu heyette görev aldı. Daha sonra gerekirse Engin Polat’ı da katarız dedik… Çalışmalar için hemen orada bir format belirledik. FORMATIMIZ
a. Projeyi dernek mi yürütsün? b. Köy heyeti mi yürütsün? c. Bunun için kooperatif mi kurulsun? d. Proje heyeti mi oluşturulsun? e. Gönüllü ve de işi bilen mi yapsın? Bu seçeneklerden hangisini çoğunluk benimsemişse onun kararı alınacak. 3. Turda: Bu proje için sağlayacağımız parasal katkı ne kadar olmalıdır. İki toplantıda çoğunluk hangi miktarda kararı almışsa o İstanbul gurubunun minimum taban olacak. Ondan aşağıya kimse veremeyecek ancak yukarıyı istediği kadar verebilecek. a. Toplantıda her kese ve sırayla söz hakkı verilecek ve yalnız belirlenen konu ile ilgili konuşulacak. TOPLANTI TUTANAĞI “ ” Toplantılar neticesinde bu çalışmamız tutanak halinde Almanya’daki birime gönderilecektir. 1. Fikir: Mezarlık projesi için bir 70 metre karelik bir yapı yapılacak. Bu yapıda: Yıkama ve hayır verme odası ile bay-bayanlar için tuvaletten oluşan üç bölüm olacaktır. Yapının projesi yapılmış olup maliyeti 13 000 YTL olacağı söylenmektedir. 2. Fikir: Mezarlık projesi için düşünülen 70 metre karelik bir yapıya ek bir zemin kat yapılsın. Zemin katta çok amaçlı salon ve kapısı ayrı olma kaydıyla cenaze yıkama yeri, Üst katta ise muhtarlık, derneğin odası, bilgisayar odası ile çay ocağı ve alış-veriş bölümünden oluşan bir yapı yapılsın… İmam senden başlayalım. Sence hangi fikri projeye dönüştürüp uygulamaya geçirmemiz gerekir”? İmam Tekkül: “ İkinci fikir diyorum. Çünkü 13 000 YTL’yi sırf cenaze yıkama yeri için harcamayı doğru bulmuyorum. Oysa ikinci fikir bu sorunu çözdüğü gibi başka sorunlarında çözüyor. Hem fazla bir ek maliyette gerekmez. Ayrıca Gençlerinde dikkate alması ve köye ilgilerini artırmayı amaçlamasını çok önemli buluyorum” Hüseyin Polat: “ Seval “ Seval Kocadağ: “ Bende ikinci proje diyorum. Ama kütüphanede olsun. Bize kitap okuma ortamı yaratılsın” dedi. Süleyman Tekkül: “ Evet ” Ali Babaoğlu: “ Ben birinci fikri istiyorum. İkincisinde cenaze yıkama yeri olacaksa o olsa daha iyi olur”. Gerçek Babaoğlu: “ Her ikisi de çok güzel. İkisi de olsun”. Hüseyin Polat: “ Gerçek ikisinden birini tercih etmemiz gerekiyor. Bütçemiz ikisini de ayrı ayrı yapmaya uygun değil” Gerçek Babaoğlu: “ Peki ikinci diyorum”. Daimi Tekkül: “ Ölülerimize yardım yapalım da, yaşayan köylülerimizden yardıma ihtiyacı olan çok, onlara da yardım edelim. Onun içinde ikinci proje diyorum”. Hüseyin Polat: “ Evet Ali sen ne diyorsun”? Ali Barış: “ Köylüm zamanımız varsa ben ikinci fikri biraz açmak, anlaşılır hale getirmek istiyorum”. Ali Barış: “ Birinci fikri zenginleştirip ekonomik hale getirebiliriz. Şu haliyle birinci fikir ekonomik değil. Daimi’nin dediği gibi öyle proje yapalım ki bu hem ölülerimize hem de yaşayanlara hizmet etsin. Çünkü “israf edecek kadar zengin değiliz.” Hüseyin Polat: “Güzel” Güzel Kocadağ: “ Bir an için birinci fikri projelendirdik ve mezarlıkta üç bölümden oluşan yapıyı yaptık. Burası cenaze yıkama yeri olarak düşünüldüğü için, ancak cenaze olursa bu yapı hizmete açık olacaktır. Var sayalım 2-3 yıl cenaze olmadı. Bu yapı bakımsızlıktan harabeye dönmeyecek mi? Bence döner. Ve o cenaze öncesi insanlar birde o yapının temizliği, bakımı veya onarımı ile uğraşmak zorunda kalacaklar. Çoğu köylü buna katlanmayabilir. Hüseyin Polat: “ Akın ” Akın Kocadağ: “ Ben konuşmama başlamadan önce bize bu tartışma ortamı yaratan Berlin Gurubu’na teşekkür ederim. İkinci fikir tüm konuşmalardan anlaşılıyor ki daha mantıklı. İkinci fikir birden çok amacı birleştirerek projenin maliyetini düşürüyor.Eğer bu fikirleri ayrı ayrı düşünüp projelendirirsek maliyet 50 000 YTL’yi geçer. Buna gerek yok. Bu arada Hüseyin Abi’ye bir şey sormak istiyorum”. Hüseyin Polat: “ Buyurun sorun…” Akın Kocadağ: “ Devletten veya Varto Belediyesi’nden yardım muracatın da bulunsak, yardım etmezler mi”? Hüseyin Polat: “ Eski muhtar Burhan Kocadağ bir konuşmasında “ İl Özel İdaresinde köy odasının yapımı için 4 000 YTL çıktı. Köy muhtarlığı adına bir tapulu arsa göstermemizi istiyorlardı. Böyle bir arsa olmadığı için de köy odasını yapamadık” dediğini hatırlıyorum. Belediyeden araç gereç ve çimento alına bilinir. Tüzel kişilikle gidilse daha etkileyici olur kanısındayım. Akın kocadağ: ” Öğle anlaşılıyor ki yeterli araştırma ve inceleme yapılmamış. Bence bu araştırmalar iyice yapıldıktan sonra proje yapılsın. Hüseyin Polat: “ Ben de ikinci fikre daha sıcak bakıyorum. Bana söylenecek bir şey bırakmadınız. Her şeyden önce köyü çekici hale getirmeliyiz. Dışarıdaki gençlerimiz ve diğer köylülerimiz izinlerinde köye gidebilmeli. Asıl önemli olan bu. Yalnız köydekilerle yetinirsek ve onlara yönelik faaliyetler sürdürürsek bu amaçlarımızı gerçekleştirme de yeterli olmaz. Onun için ikinci projeyi köylülerimizin sosyal, kültürel ve sportif ihtiyaçlarını karşılayacak şekle getirmeliyiz. 2. Tur. Hüseyin Polat: “ İmam sence ikinci proje fikrini; dernek mi? , muhtarlık heyeti mi yürütsün? Yoksa bu iş için bir proje heyeti mi oluşturalım veya gönüllü birileri mi yürütsün? Sırf bunun için kooperatif mi kuralım? Ne dersin”? İmam Tekkül: “ Dernek olsun. Çünkü resmi kurumlar tüzel kişiliği olan bir kurumu daha ciddiye alır ve dinler”. Hüseyin Polat: “ Sizden ricam belirttiğim seçeneklerden hangisini benimsiyorsanız nedeni ve yeri ile birlikte söyleyin. Teşekkür ederim”. İmam Tekkül: “ Derneğin merkezi köyde olsun”. Seval Kocadağ: “ Dernek, merkezi köy olsun. Süleyman Tekkül: “ Dernek. Hesabı kitabı belli. Merkez köy”. Ali Babaoğlu: “ Dernek. Köyde olsun”. Gerçek Babaoğlu: “ Arkadaşlara katılıyorum”. Daimi Tekkül: “ Dernek, merkezi köyde olsun. Fakat İstanbul, İzmir ve Almanya’da şubeleri olsun. Hüseyin Babaoğlu: “ Dernek, köyde olması daha iyi. Fakat köylüler yürüte bilir mi? Kuşkularım var.” Hüseyin Polat: “ Hüseyin, Ne gibi kuşkuların var?” Hüseyin Babaoğlu: “ Köylüler kanunu, yönetmenliği bilmezler, yolda olduğu gibi ağzına burnuna bulaştırırlar.” Hüseyin Polat: “ Diyelim ki 4 kişi köyden 3 kişi de diğer il veya ülkelerden olsa olabilir mi?” Hüseyin Babaoğlu: “O zaman olabilir.” Ali Barış: “ Eğer işlerimize ciddilik katmak istiyorsak kurumlaşmamız gerekir. Bence ilk önce dernek kurulmalı ve tüm bu işleri de dernek yürütmelidir. Şu an tespitlerimize göre içeride ve dışarıda yaklaşık çalışan 250 aile vardır. Bunların hepsi derneğin üyesi olsa aidat olarak ayda yalnız 10 YTL verseler yılda 120 YtL yapar. 250 ile çarptığımızda 25 000 YTL eder. Eski değişle 25 milyar eder. Bu para bir köy derneği için küçümsenmeyecek bir paradır. O zaman ikide bir para toplamaya da gerek kalmaz. Bu arada bağış ve dışardan üyeler düşündüğümüzde miktar daha da kabarabilir. Bu ancak dernek ve o dernekçiliği bilen iyi bir yönetimle mümkündür. Aksi taktirde dernekte çözüm getirmeyebilir. Hüseyin Polat: “ Köylüm sence kuracağımız dernek siyasetle uğraşmalı mı”? Ali Barış: “ Hayır, siyasetle uğraşmamalı. Amacı, köy için tespit edilen faaliyetleri yürütmek olmalı”. Kekil Tekkül: “ Dernek ve merkezide köyde olmalı”. Güzel Kocadağ:” Ben derneğe taraftar değilim. Dernekçilik düşüncelerime ters. Muhtarlık heyeti bu işleri yürütebilir”. Akın Kocadağ:” Bence de dernek olmalı. Ama yönetim iyi seçilmeli. İnsanlar yönetimi gördüğünde bu yönetim iş yapar diye bilmeli. 3. Tur İmam Tekgül: “Ben 100 YTL verebilirim. Ancak içimizde bunu veremeyecek durumda olan çıkabilir. Onun için 5 taksitte ödensin denirse herkes 100 YTL verebilir.” Seval Kocadağ: “50 YTL verebilirim.” Süleyman Tekgül: “ Hüseyin Abi, eğer benden hemen isterseniz ancak 50 YTL verebilirim. Yok 5 taksite ödeyin derseniz. 100 YTL öderim. Hüseyin Polat: “ Şu an taksitlendirme durumunda değiliz. Bu ay içinde ne kadar verebileceğin rakamı söyler misin? Süleyman Tekgül: “ Peki o zaman 50 YTL ödeye bilirim.” Ali Babaoğlu: “ 50 YTL öderim.” Gerçek Babaoğlu: “ 50 YTL öderim.” Daimi Tekgül: “ 50 YTL öderim.” Hüseyin Babaoğlu: “ 100 YTL öderim.” Ali Bariş : “Arkadaşlar, bu tür projeler mali kaynağı sağlam olmadan gerçekleştirmemiz mümkün değildir. Bu konuda sağ olsunlar yurt dışında ki köylülerimiz, oldukça öz verili davranıyorlar. Bizimde onlar kadar olmazsa da, yine de iyi niyetimizi göstermemiz gerekir. Onun için mali durum uygun olmadığı halde ben 100 YTL vereceğim.” Kekil Tekgül: “ Hüseyin Hoca size karşı mahcup olmak istemem, ben ancak 50 YTL’yi Haziran ve Temmuz olmak üzere iki taksite verebilirim. Kusuruma bakmayın durumum bu; asgari ücretle çalışıyorum.” Hüseyin Polat: “ Rica ederim!... Bilakis, samimiyetinize sevindim. Amacımız köylülerimizi mağdur duruma düşürmek değil. Aksine imkanları oranda katkı sağlamalarıdır. Burada şunu vereceğim deyip, sonradan vermemek inan ki beni daha çok üzer… Güzel Kocadağ: “ Şuan taksitlerim var. Onun için 50 YTL verebilirim ama ileriki aylada 100 YTL tamamlayacağım.” Akın Kocadağ: “ 50 YTL veririm.” Hüseyin Polat: “ Arkadaşlar, minimum taban 50 YTL olmuştur. 50 YTL’den aşağı kimsenin vermemesi gerekiyor. Ben ise 100 YTL veriyorum. Şimdi Gazi de aidatları kimin toplayacağını belirleyelim.” Akın Kocadağ: “ Gazide İmam Tekgül, Alibeyköy de Güzel Kocadağ’ı öneriyorum.” AYDINLI TOPLANTISI Sohbet koyulaşmış, çaylar yudumlanıyordu ki toplantı saati gelmişti. Hüseyin Polat, toplantının gerekçeleri ve amacı üzerinde durdu. Arkadaşlarımıza Almanya’daki çalışmaları ve gelinen noktayı uzun uza diye anlattı. Çalışmalardan duyduğu memnuniyeti belirtti ve taktirle karşıladığını söyledi. Toplantı başladı… 1. Tur: Ayrıca toplantılar neticesinde bu çalışmamız tutanak halinde Almanya’daki birime gönderilecektir. 1. Fikir: Mezarlık projesi için bir 70 metre karelik bir yapı yapılacak. Bu yapıda: Yıkama ve hayır verme odası ile bay-bayanlar için tuvaletten oluşan üç bölüm olacaktır. Yapının projesi yapılmış olup maliyeti 13 000 veya 2. Fikir: Mezarlık projesi için düşünülen 70 metre karelik bir yapıya ek bir zemin kat yapılsın. Zemin katta çok amaçlı salon ve kapısı ayrı olma kaydıyla cenaze yıkama yeri, Üst katta ise muhtarlık, derneğin odası, bilgisayarı odası ile çay ocağı ve alış-veriş bölümünden oluşan bir yapı yapılsın. Yani bir çok amaca hizmet eden yapı. Metin Çalış: “Bundan önce bir şeyler söylemek istiyorum. Köyde herkes çayırının etrafını çevirmiş…” Hüseyin Polat: “ Arkadaşlar, köyümüzde elbette bir çok sorun var. Bugün burada biz, yalnız yukarda belirttiğim iki sorunla ilgili fikirlerimizi belirteceğiz. Sizden ricam bu çerçevenin dışına çıkmayalım.” Metin Çalış: “Çok amaçlıyı benimsiyorum, nedeni de köyümüze gidecek olan çocukların da kendilerine bir uğraş bulması.” Serdar Çalış:”Tabi ki yapılacak olan yapının daha kapsamlı olmasını istiyorum. Mesela bir masa tenisinin olması kötümü olur.” Hekim Çalış: “Daha kapsamlı olursa iyi olacağına inanıyorum. Yalnız cenaze yıkama yeri ayrı olsun. Oyunların oynandığı eğlencenin yapıldığı yede cenaze yıkama yeri olmaz. Ben uygun görmüyorum.” Hüseyin Polat: “ Hekim, cenaze yıkama ile oyun yeri aynı değil. Cenaze yıkama yeri aynı binada ama bölümü bağımsız olacak, orda sırf cenaze yıkanacak. Kapısı bile ayrı düşünülüyor.” Hekim Çalış:”Ayrı olsa daha iyi olur.” Güzel Kocadağ: “ Böyle bir girişimde bulunduklarından dolayı Almanya grubunu kutluyorum. Yıllardır, ölülerini herkese kendi evlerinin önünde genelde yıkamıştır. Bu da herhalde geleneklerimizden biri olsa gerek… Bildiğiniz gibi cenaze defnedildikten sonra köylüler, bütün misafirleri evine davet eder ve çok iyi bir şekilde ağırlar. Bu güzel gelenek yıllardır köyümüzde uygulanıyor. Böylece cenaze sahibinin yükü paylaşılıyor.Birinci proje ile biz bu güzel geleneği kaldırıyor yerine cenaze için gelen misafirlere yeni yapıda ağırlamayı düşünüyoruz. Peki o kalabalığa cenaze sahibi yemek verebilecek Ali Çalış:” Bence asıl sorun cenazeyi götürmekte. Eğer bir derneğimiz olsaydı. İnanıyorum ki derneğin yardımıyla bir çoğumuz cenazesini köye götürürdü. Bence de ikinci proje daha uygun…” İmam Çalış:” Kapsamlı bir yapı olursa daha iyi olur.” Cebrail Tekgül: “İkinci projeyi destekliyorum, yani daha kapsamlı olsun.” Önder Tekgül: “ Tabi ki, bende amcamın dediklerine katılıyorum. Bende ikici fikir diyorum.” Ali Bariş:”Arkadaşlar Gazi’de söylediğimi burada tekrarlayacağım. Birinci fikri zenginleştirip ekonomik hale getirebiliriz. Şu haliyle birinci fikir ekonomik değil. Muhtarlık: Muhtar ve köy heyetinin çalışma yeri olarak kullanılacak. Songül Çalış:” Yapılacak olan yapının kapsamlı olursa daha iyi olur yani ikinci proje katılıyorum.” Şariban Çalış: Yapılacak olan yapının kapsamlı olursa daha iyi olur. Yani ikinci fikre katılıyorum. Kıymet kocadağ:” Bende ikici proje katılıyorum; ama cenaze yıkama yeri binadan ayrı olsun. Binan arka kısmında da olabilir veya uygun bir yere musallat taşı konup üzerinde yıkana bilinir. Bir bina şart değil.” Akın Kocadağ:”Arkadaşlar bildiğiniz gibi gazideki toplantıya da katıldım. Orda söylediklerimi burada da tekrar etmek istiyorum. İkinci fikir tüm konuşmalardan anlaşılıyor ki daha mantıklı. İkinci fikir birden çok amacı birleştirerek projenin maliyetini düşürüyor.Eğer bu fikirleri ayrı ayrı düşünüp projelendirirsek maliyet 50 000 YTL’yi geçer. Buna gerek yok. Onun için ikinci fikir diyorum. “ Mehmet Tekgül:” Bende ikici projeye katılıyorum.” Mehmet Çalış: “Öncelikle benim için önemli olan yapılacak binan nereye yapılacağı. Ya uzak bir yere yapılırsa!.. O zaman da daha kapsalı önemi de pek kalacağını sanmıyorum.” Kekil Kocadağ: “ İkinci projeyi destekliyorum. Mesela Binan çevresin de bir mini basketbol sahası da yapılabilir.” Engin Polat: “Bende ikici projeyi desteliyorum. Çünkü yılda ne kadar ölümüz olur ki!.. Zaten köyün dışında ölen köylülerimiz ve yakınlarımız yıkanarak geliyor. Sadece bir mezarlık evi olarak, pek yararlı olacağını sanmıyorum. O zamanda boşa emek vermiş oluruz.” Onur Tekkül: “Bir genç olarak düşündüğümde, ikinci proje fikri bana daha mantıklı geliyor. Yalnız cenaze yeri ayrı olsun.Cenaze yıkama yeri oyun alanın bir yerde olmasını pek doğru bulmuyorum. Fakat bir cenaze yeri içinde bu kadar detaylı ve maliyeti yüksek yapıya da gerek yok.15 metrekarelik bir yer yeterli bence . Bu mezarlıkta bile yapıla bilinir.” Ali Ekber Daniş: “Bende ikici projeyi destekliyorum. “ Hüseyin Polat: “Arkadaşlar bu turdan çıkan karar çok amaçlı proje fikri. Verdiğiniz karara bende katılıyorum. Yalnız mezarlıkta bay - bayan tuvaleti şu an yok. İkinci proje ile birlikte mezarlığa bay-bayan tuvaleti de yapılsın diyorum.” Ali Bariş:” Köylüm, gerçekten iyi bir noktaya değindin. Mezarlıkta tuvaletler yapılmalı tuvaletin getireceği büyük bir maliyeti de olmaz.” Metin Çalış: “ Dernek olsun, merkezide İstanbul da olsun.” Serdal Çalış: “ Bence dernek tarafından yürütmesi daha iyi olur.” Hekim Çalış: Dernek olsun merkezide İstanbul da olsun.” Güzel Kocadağ: “ Ben derneğe taraftar değilim. Dernekçilik düşüncelerime ters. Muhtarlık heyeti bu işleri yürütebilir. Dernek de köyde olsun.” Ali Çalış: “ Dernek olsun, merkezide başka yerde ama İstanbul da şubesi olabilir.” İmam Çalış: “ Dernek olsun, neresi yürüte biliyorsa orda olmalı.” Cebrail Tekgül: “ Bence dernek olsun, benim için fark etmez nerede olursa olsun. Köyde olursa çukur çok uygun.” Önder Tekgül: “ Bence bir heyette olabilir, dernekte olabilir. Dernek olması çok önemli. Çünkü Avrupa Birliği sosyal projeler için oluşturduğu fonlar vardır. Denekler iyi projeler geliştirip müracaatta bulunurlarsa Avrupa Birliğinden hibe olarak para alabilirler. Bunun içinde dernek gerekir. Merkezide işi yapan yerde olsun. Hüseyin Polat: “Önder bu konuyu açtığından teşekkür ederim. Bildiğiniz gibi bir engeli çocuğum var. Engellilerle ilgili bir derneğin projeden sorumlu başkan yardımcısıyım. Avrupa Birliği bir çok ülkeye, Türkiye dahil olmak üzere, proje karşılığında hibe para veriyor. Dönem dönem değişik konularda proje teklif çağrısı yayınlıyorlar. Dernekler belirtilen süre içinde yaptıkları proje ile müracaat ediyorlar, kabul edildiğinde 300 350 bin Euro’ya kadar hibe para alabiliyorlar. Şayet dernek kurarsak bizde proje hazırlayıp müracaat edebiliriz, niye olmasın.” Ali Barış: “ Eğer işlerimize ciddilik katmak istiyorsak kurumlaşmamız gerekir. Bence ilk önce dernek kurulmalı ve tüm bu işleri de dernek yürütmelidir. Şu an tespitlerimize göre içeride ve dışarıda yaklaşık çalışan 250 aile vardır. Bunların hepsi derneğin üyesi olsa aidat olarak ayda yalnız 10 YTL verseler yılda 120 YtL yapar. 250 ile çarptığımızda 25 000 YTL eder. Eski değişle 25 milyar eder. Bu para bir köy derneği için küçümsenmeyecek bir paradır. O zaman ikide bir para toplamaya da gerek kalmaz. Bu arada bağış ve dışardan üyeler düşündüğümüzde miktar daha da kabarabilir. Bu ancak dernek ve o dernekçiliği bilen iyi bir yönetimle mümkündür. Aksi taktirde dernekte çözüm getirmeyebilir. Merkez köyde olmalı, yönetime çoğunluk köyden seçilmelidir. Çünkü merkez İstanbul’da olursa dernek sanki İstanbul da ki köylülerimizin derneği imiş gibi algılana bilinir. İzmir de ki diye bilir ki “onların derneği bize ne!” Köyde olması bu türlü olumsuz düşünceleri ortadan kaldırmış oluruz. Ve örgütlülüğümüzü daha da pekiştirmiş oluruz.” Songül Çalış: “Dernek olsun, merkezide İstanbul da olabilir.” Şariban Çalış:” Dernek olsun, merkezide İstanbul da olabilir.” Kıymet Kocadağ:” Dernek olmalı. Merkezi köyde, yeri de köyün girişinde ki çukurda olsun. Çünkü işlerin geneli köyde yapılıyor.” Akın Kocadağ: “Bence de dernek olmalı. Ama yönetim iyi seçilmeli. İnsanlar yönetimi gördüğünde bu yönetim iş yapar diye bilmeli.” Mehmet Tekgül: “Dernek, merkezide İstanbul da olsun.” Mehmet Çalış : “ Asıl önemli olan yer. Binayı nereye yapmalıyız.” Hüseyin Polat: “Mehmet Abi sence nereye yapmalıyız.” Mehmet Çalış : “Köyün girişinde ki çukur uygundur.” Akın Kocadağ: “Bildiğim kadarıyla çukur Sıdık Amcamın adına tabulu.Yalnız Tekin Abi den istenirse bu konuda yardımını esirgemez . ” Güzel Kocadağ : “ Ben de öyle biliyorum.” Hüseyin Polat: “Bu konuyu Tekin Hocayla konuşur. Olayı netleştiririz.” Kekil Kocadağ ; “Dernek bu işleri yürütsün merkezide köyde olsun.Yer için pek bir şey söyleyemem.” Engin Polat: “Dernek olmalı, çünkü; bizler bir projeyi hayata geçirmek istediğimizde gerek maddi gerek manevi destek için birkaç arkadaşın uğraştığını görüyoruz. Buda acaba dememizi doğuruyor. Aslında biz gestemertlilerde hep bir istek ve azim var, ama bunu hayatın içine uyarlayacak bir kurumumuz yok. Onun için önce kurum. Tüzel kişiliği olan kurum, projeleri yapıp uyguladığı için gereksiz tartışmalar olmaz diye düşünüyorum. Oysa şu an yapılmaya çalışılan proje sadece Almanya da yaşayan değerli gestemertlilerinmiş gibi algılanıyor. Dernek merkezi ( katıl masamda ) bütünlük açısından, şubelerin İzmir Ankara İstanbul Almanya da koşuluyla, köyde olması gerekir.” Ali Ekber Daniş: Bende dernekten yanayım, yer konusunda ise köyün girişinde ki yeri düşünüyorum.” Onur Tekgül : “ Dernek tarafında yürütsün en azında resmi bir kurum olmuş olur. Merkezide köyde olsun ayrıca İstanbul da Subesi olur.” 3.Tur Metin Çalış: “ Ben daha sonra söyleyeyim.” Serdar Çalış: “ 50 YTL öderim.” Hekim Çalış:” Bizde veririz.” Hüseyin Polat: “hekim somut olarak ne verebilirsen onu söyleyin.” Hekim Çalış:” 50 YTL veririm.” Güzel Kocadağ: “50 YTL öderim.” Ali Çalış: “ Derneği önemsiyorum, eğer dernek kurulmazsa herhangi bir ödeme yapmam .” İmam Çalış: “ düşünülenler çok iyi şeyler, herkesin katkı sağlaması gerekir. Ben de 50 YTL veririm.” Cebrail Tekgül: “Aylık 20 YTLYi dernek aidatı olarak verebilirim.” Hüseyin Polat: “Cebrail daha dernek ortalıkta yok. Sen toplam şu an ne verebilirsin?” Cebrail Tekgül: “ 50 YTL veririm.” Önder Tekgül: “ Ben şu an öğrenciyim. Herhangi bir şey veremem, babamdan alırsınız.” Ali Barış: “ Arkadaşlar Gazi de söylediklerimi burada da tekrarlamak istiyorum. Bu tür projeler mali kaynağı sağlam olmadan gerçekleştirmemiz mümkün değildir. Bu konuda sağ olsunlar yurt dışında ki köylülerimiz, oldukça öz verili davranıyorlar. Bizimde onlar kadar olmazsa da, yine de iyi niyetimizi göstermemiz gerekir. Bakıyorum bazı arkadaşlar para konusunda çekimser davranıyorlar. Hüseyin Hocanın bertiği gibi net olalım. Köyümüz için öz veride bulunalım. Mali durum uygun olmadığı halde ben 100 YTL vereceğim.” Songül Çalış: “ 50 YTL diyorum. Daha fazlasının eşim Salmanla konuşursunuz.” Şariban Çalış:” Serdar ne uygun görürse...” Kıymet Kocadağ:” Bende 50 YTL veririm. Az gelirse daha sonra artırıla bilinir.” Akın Kocadağ: “Şu an 50 YTL vereceğim. 100 YTL’ye daha sonra tamamlayacağım.” Mehmet Tekgül: “50 YTL veririm.” Mehmet Çalış : “ Ben köye dahilim.” Kekil Kocadağ ; “50 YTL veririm.” Engin Polat: “50 YTL veririm.” Ali Ekber Daniş: 50 YTL veririm.” Onur Tekgül : “ Öğrenciyim hem de çalışıyorum. 50 YTL verebilirim .” Hüseyin Polat: “ Arkadaşlar, minimum taban 50 YTL olmuştur. 50 YTL’den aşağı kimsenin vermemesi gerekiyor. Ben ise 100 YTL veriyorum. Şimdi Aydınlı da parayı toplamayısı için Salman Çalış ile Onur Tekgül’ü öneriyorum” 1- İlkin dernek kurulamalı, merkezi köyde olmalı. Yeri için araştırma yapılmalı. 2- Sosyal, kültürel ihtiyaçları karşılayan çok amaçlı proje fikri benimsenmiştir. 3- İstanbul da yaşayan her köylümüz minimum 50 YTL verecektir. Not: Bu proje için toplayacağız para yaklaşık olarak 2000 YTL olacağı tahmin edilmektedir. İstanbul Organize Heyeti |
mevzuat |
Üye Girişi |
Resim Galerisi |
Video Galeri |